İbrahim Kocamış

Tarih: 01.06.2015 14:03

"Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır"

Facebook Twitter Linked-in

Malum 100. Anzak Günü sebebiyle ülkemiz 12 bine ulaşan Avustralyalı ve Yeni Zellandalı misafirlerini ağırladı. Bu vesileyle Çanakkale'ye 14 kruvaziyer gemisi demir attı. Ama benim öncelikle bahsetmek istediğim nokta işin kruvaziyer turizmi kısmı değil. Bambaşka boyutu; 'Algı'sı... Gördük ki Avustralyalı ve Yeni Zellandalılar, ataları binlerce kilometre uzaktan hiç bilmedikleri toprakları işgal etmek için gelmiş olmasına rağmen sanki vatan toprağını korumuşçasına saygı duyuyorlar, sahip çıkıyorlar. Milliyetçi bir ruhla yazmadım kesinlikle, bana bunu yazdıran, çok başarılı bir şekilde yaratılan algı ve bu algının yönlendirilmesi.

Peki, 'Algı? ne? Psikoloji ve bilişsel bilimlerde duyusal bilginin alınması, yorumlanması, seçilmesi ve düzenlenmesi anlamına geliyor. Bilginin alınması için aktarımın olması gerektiğini düşünürsek nasıl aktarılıyor olduğunun, yorumlama, seçilme ve düzenleme evrelerini yönlendireceği ayan beyan ortada. Bunu da günümüzde en çok siyasiler, medya organları, halkla ilişkiler firmaları ve tabi ki reklam sektörü kullanıyor.

Mevlana'nın 'Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır? sözünü günümüz dünyasının tüketici davranışlarına uyarlarsak 'reklamın ne söylediği, neyi vaat ettiği, kurum imajının önemi'? gibi kavramların 'algı'daki hayati işlevi ile karşılaşırız.

Bunu neden yazdım çünkü sektörün ortak kanısı 'Türkiye'de kruvaziyer bilincinin yurt dışı örneklerine kıyasla henüz emekleme aşamasında olduğu'. Farklı bir ifadeyle şimdilik tüketici zihninde yeterince oluşmamış bir kruvaziyer bilinci söz konusu. Bu da gösteriyor ki, bu bilinci ekmek ve beslemek için mükemmel bir zaman? Bence bunun için sadece kruvaziyer gemilerinin muazzam fotoğrafları, turlarda yapılan promosyonlar ya da söylem olarak çok ülke görmek gibi ifadeler yeterli olmayacak. Buraya gelmeden önce ilk yapılması gereken tüketicinin şuan için ne algıladığını bilmek ki bu noktada sektördeki bir firmanın bu konuda yürüttüğü çalışmanın olması sektör adına oldukça sevindirici, sonrasında ise tüketiciye sunulan enformasyonlarla istenilen kruvaziyer algısını oluşturmak.

Acaba diyorum ki 'İnanç turizmi? ülkemizde büyük bir potansiyel. 12 bin Avustralyalı ve Yeni Zellandalı'nın Anzak Günü ve ayini için ülkemize geldiği gibi bizim ülkemizdeki insanlarda Hac ve Umre ziyaretleri için yolculuklarının bir kısmında kruvaziyeri tercih etmez miydi?

Bir sonraki sayıda görüşünceye kadar sağlık, huzur ve mutluluk bir an olsun yanınızdan ayrılmasın'

İBRAHİM KOCAMIŞ - THE CRUISE LIFE


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —