Hamza Şahin


Kaf Dağın Ardındaki Ülke


Sevgili Dostlarımız Rehber Mesut ve Gündoğan, Gürcistan'ı ayrıntılı gezmek için kendilerine detaylı güzel bir program yapmışlar. Ben de bu gezilerine bir gün geç dâhil oldum ama ne dâhil olmak. İlk gün özel rehberli aracımız ile toplam 400 km yol aldık.  Çevresinde zengin tarihsel kalıntılar bulunduğu Telavi'ye vardık.  Bu bölgede çok güzel üzüm bağlarını ve şarap üretim yerlerini ve mahzenlerini gezdik, Gürcüler dünyada ilk şarabın kendilerinin yaptıklarını iddia ediyorlar hatta UNESCO'dan dünya kültür mirası somut olmayan kültürler miras listesine alınmışlar. Gerçekten güzel şarap yapıyorlar şarap uzmanı rehber arkadaşlar teyit etti. 


Sonra ünlü ressamları Niko Pirosmani olarak da bilinen Niko Pirosmanaşvili, müzesinin bulunduğu  Kvareli' Sighnaghi kasabasına doğru yol aldık. Pirosmanı'nın değeri de öldükten sonra anlaşılmış ve kendine has tekniği olan çok naif bir ressammış. Müzenin en ilginç ve güzel eseri At Hırsızı tablosu. Kafkas halkları atları çok sever ve tüm atlar onlara ait, ne hırsızı!! :) Hemen akabinde Kapadokyalı Azize Nino'nun ve freskleri çok güzel olan Bodbe (Azize Nino ) kilisesine gittik. Gürcistan'a Hristiyanlığı getiren Azize olarak bilinir ve Hac'a kendi saç örgüsünü sarmıştır. Örgülü haç patenti bu Azizeye ait. 


Güzel bir yemek yedik, hem ucuz hem de porsiyonlar çok büyük. Sonra dolambaçlı ve harika manzaralı yoldan dönüp Tiflis'e vardık. Yorgunluk hemen bizi uyuttu. Ertesi sabah yine 600 km yol aldık Stalin'in doğum yeri Gori şehri ve müzesini gördük. Biz Stalin'i çok heybetli sanırdık, benim boyumda 1,74 cm, demek ki tüm heybetini bıyıklarına borçluymuş. Daha sonra ikinci başkent verilen Kutaisi şehrine doğru yol aldık. Burada müthiş  Prometheus mağarasını gezdik, harikulade doğa harikası 1,2 km uzunlukta ve müthiş salonları mevcut geniş alanları. Fotolarda görüyorsunuz anlatmaya gerek yok J 


Kutaisi şehir merkezinde geç öğle yemeği ve 3 saat yolculuktan sonra Tiflis'e vardık. Kutaisi'de rehber arkadaşlar Batum'a gitmek için bizden ayrıldılar ben daha Tiflis'i ziyaret edemediğim için yerel rehberimizle döndüm. Yerel rehberimizin şimdiye kadar Arapça, Rusça ve İngilizce konuşan ülkelerden turistleri olmuş. İlk kez Türkiye'den ziyaretçilere hizmet veriyormuş. Yerel ve harika rehberimiz gezi için dersini iyi çalışan arkadaşlarımız  karşısında resmen şaştı. Şimdiye kadar gelenler casino, alışveriş ve eğlence merkezleri için gelmişler bu manyak adamlar nerden çıktı demiştir muhtemelen J. Rehber arkadaşlarımız yerel rehbere biraz bu işin nasıl yapılması gerektiğini hatırlattı. 


Tiflis doğa ile iç içe yaşayan şehir, şehri dolaşırken gelmekte olan ilkbaharın kokusunu alırsınız. Şimdilik böyle burada da inşaatlar yükselmeye başlamış . Şehrin içinden Ardahan'dan  (Allahuekber dağlarından) doğan Kura nehri geçmekte.  Ülkeye çok turist geliyor yaz kış demeden. Kış demişken buranın kışları sandığımız gibi çok sert değilmiş. Bakmayınız bu seneye çok kar yağmadığına çok kar yağan mevsimlerde bile kar en fazla 3 gün dururmuş. Zaten Tiflis sıcak ılık anlamına geliyormuş. Rivayete göre, 5.yy.'da Kral Vahtang Gorgosal bugünkü Tiflis yakınlarında bulunan bir yerde ava gitmiş.  Avda bir sülün kuşunu yaralamış ve sülün yaralı bir şekilde bugünkü Tiflis'in hemen yanı başındaki bir sıcak su çermiğine dalıp çıkmış ve iyileşmiş. Kral bu olan biteni görmüş ve başkenti 20 km Mtsheta'dan bu noktaya taşımış.


Tiflis'e 20 km uzaklıkta ve eski başkent Mtsheta şehrine gitmeseniz olmaz. UNESCO dünya kültür mirasına 1994 yılında alınmış.  İki nehrin Kura ve Aragvi buluştuğu bu şehir muazzam. Kutsal şehir olarak da bilinen bu şirin şehir son derece Turistik ve  5.yy.'da yapılmış ilk kilise Svetitskhoveli bulunur. Şehrin karşısında dehşet manzaralı Jvari kilisesi ziyaretçilerini bekler ve bize müthiş bir manzara sundu.  

 Meyveler, sebzeleri ve yemekleri harika olan bu ülkenin yemekleri de güzel olur ama benim en çok sevdiğim Sulguni peyniri, doğal mayalandırma ile yapılıyor bizim Anadolu'da kayıp peynir  lezzetini tekrar bulmuş gibi mutlu oldum. Zaten bir çok yemeklerinde bu peynirin türevlerini kullanıyorlar. 


Gürcistan'ın doğası Bizim doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Akdeniz bölgesinin karışımı gibi. Doğu Anadolu gibi dağlık, Karadeniz kadar yeşillik ve Akdeniz kadar olmasa da ılıman ortalama bir iklime sahip. Bu masalımsı ülkeye Avrupa'dan Arap ülkelerden İran'dan e eski Sovyet ülkelerden çok turist geliyor. Sokakları Rusça konuşan turist ve rehber kaynıyor. 2008 Rus Gürcü savaşın hasımlığı yok olmuşa benziyor zaten komşular birbirine ihtiyacı var. Rusçayı herkes biliyor burada biz bile Rusça konuşabiliyormuş gibi yaptık. Bir de her tarafta inek var yollarda her yerde karşınız çıkabilir.

Az zamanda çok yer görmek isterseniz bilenle geziniz' önce okuyunuz sonra bir bilenle geziniz artık kim sizi tutar bir sonraki gezide rehber olursunuz'