Marina ve yat turizminin sağladığı ekonomik katma değer açısından önemli bir alan olduğunu söyleyen Ataköy Marina Genel Müdürü Artun Ertem, “Marinacılık sektörü genel turizm gelirleri içinde %20 ila 25 paya sahip” dedi.
Dünya turizminde önemi her geçen gün artan marina ve yat turizminde, üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye de önemli bir destinasyon olarak ön plana çıkıyor. Toplamda 34 yat limanı, 41 yat yanaşma yeri, 22 adet barınak bulunan Türkiye’de, 21 bin adet yat kapasitesi bulunuyor.
Araştırmalar, daha üst gelir grubunda olan özel yatlı turistlerin diğer turistlere göre 3 kattan daha fazla harcama yaptığını gösteriyor. Bir yatın, bağlanmasından kumanyasına kadar çok çeşitli harcamalarla getirdiği döviz, yaklaşık 30 turistin harcamasına denk geliyor.
Dünya.com'dan Nurdoğan Ergün'ün haberine göre, Türkiye’nin tarihi, kültürel ve doğal varlıklarıyla ziyaret potansiyelinin yüksek olduğunu söyleyen Ataköy Marina ve Yat İşletmeleri AŞ Genel Müdürü Artun Ertem, “Sahip olduğumuz sahil şeridi ve marina tesis kalite ve standartları itibarıyla deniz turizmi konusunda son derece nitelikli bir ülkeyiz. Bugün marinacılık sektörünün genel turizm gelirlerine dolaylı olarak yüzde 20 ila 25 katkısı olduğunu biliyoruz” dedi.
“Nitelikli turisti ülkeye çekmeliyiz”
Yatla gelen turistin alım gücünün daha yüksek olduğunu ve bir yatta ortalama 8 kişinin geldiğini söyleyen Ertem, “Yatla gelen turist sadece marinayı kullanmıyor; pazara çıkıyor, berbere gidiyor, markete, lokantaya gidiyor. Dolayısıyla her segmente ekonomik katkı sağlıyor” diye konuştu.
Hem paralı hem de nitelikli turisti ülkeye çekmenin önemine vurgu yapan Ertem, “Alım gücü yüksek olan bu grup, bugünkü kur dengesinde bile para harcamaktan çekinmez. Ama sadece parası olan kitleye odaklanmak da yanlış turizm politikası olur. Kültürel ağırlıklı turistleri ülkemize çekmeliyiz. Nitelikli turist, kültürel olarak da başka turistleri çeker” yorumunu yaptı. Ertem, kültüre yatırım yapan bir ülkenin turizm potansiyelinin de gelişeceğine vurgu yaptı.
"Karadeniz kıyılarında da marina alanımız olmalı"
Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin marina yatırımlarında daha üst noktalarda olması gerektiğini söyleyen Ertem, şöyle devam etti: “İspanya’dan çıkan bir yatın son noktası Marmara değil Karadeniz olmalı. Karadeniz’i gezmek isteyen bir yatçının Karadeniz’de gideceği Türk marinası yok. Soçi’de var. Bizim o güzergâhı tamamlamamız lazım. Karadeniz kıyılarında da marina alanımız olmalı ki buraya yatlar gelebilsin.
Balıkçılık barınakları var ama bir Ataköy Marina, Yalıkavak Marina standardında acil bir marinaya ihtiyaç var.” Ertem, bölgede marina projeleri yapıldığını ancak faal olarak işleyen marina bulunmadığını belirtti. İstanbul’da 8, Kuzey Ege’de 6, Güney Ege’de 9, Akdeniz’de de 10 olmak üzere Türkiye’de yat limanı statüsünde 34 marina bulunduğunu aktaran Ertem, “Yat limanı ve yat yanaşma yerleri toplamı 75. Bunların toplam yat bağlama kapasitesi ise 25 binlerde. Yat yanaşma yerlerinin pastadaki payı çok az” dedi.
“Kira bedelleri makul seviyeye çekilmeli”
Son dönemlerde marinalara gelen yabancı yat sayısında azalma yaşandığını dile getiren Ertem, “Bu yatların sayısının ülkemizde arttırılması için çeşitli teşviklere ihtiyaç var. Örneğin mega yatların charter lisans ücretlerinin daha makul seviyelere çekilmesi lazım” diye konuştu. Marinalardaki gider kalemlerine de değinen Ertem, şunları söyledi: “En büyük gider kalemimiz kira bedelleri. Milli Emlak tarafından belirlenen kira bedellerinin daha makul seviyelere çekilmesi gerekiyor. Ülkeye döviz kazandıran marinalar da ihracatçılar gibi belli teşviklerden faydalanmalı.”
Ertem, Ataköy Marina, mega yatlara yönelik yapılmış olması niteliği sebebiyle bir ilk olduğunu belirterek, mevcut marinanın yüzde 100 kapasiteye ulaştığını kaydetti.
Kamuoyunda ‘marinalar denizleri kirletiyor’ gibi yanlış bir algı olduğunu söyleyen Artun Ertem, “Bilakis marinalar, kontrol ve denetim altında olduğu için denizin kirlenmesine engel teşkil eder. Kontrolsüz sağda solda dolaşan yat, çevreyi tehdit eder. Marinalar temiz denizlerin güvencesidir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Turizm ve Kültür Bakanlığı bizi sürekli denetliyor. Dolayısıyla biz temiz denizlerin güvencesiyiz” dedi.
Ataköy Marina olarak 36 personelleri bulunduğunu açıklayan Artun Ertem, kendi sektörlerinde de nitelikli personel bulma sorununa dikkat çekti. Gençlere “Gelin size hem iş hem de meslek kazandıralım” diye seslenen Ertem, “En büyük arzumuz, gençleri yetiştirip sektöre nitelikli personel olarak kazandırmak. Böylece bir meslek sahibi olup dünyanın her bölgesinde rahatlıkla iş bulabilirler. Marinacılık dünyada geçerliliği olan bir meslek. Turizm meslek liseleri ve marina işletmeciliği bölümlerindeki öğrencilere staj imkânı sunuyoruz. Bu yaz gelen stajyerlerden ikisini istihdam ediyoruz” dedi.
Yıllık bağlama %80 fiyat avantajı sağlıyor
Marinalarda fiyatlandırmanın metrekare üzerinden günlük olarak yapıldığını açıklayan Artun Ertem, “Bir marinada günlük tarifeden bağlamak yerine uzun süreli kontrat yapmak yatçıya yüzde 80’e yakın avantaj sağlar” dedi. Ertem, marinaların megayatlarda su, internet, kablolu tv gibi ihtiyaçların sağlandığını da kaydetti.