TURİZM 13.09.2024 10:58:00 0

"Karadeniz kıyılarında da mari­na alanımız olmalı"

Marina ve yat turizminin sağladığı ekonomik katma değer açısından önemli bir alan olduğunu söyleyen Ataköy Marina Genel Müdürü Artun Ertem, “Marinacılık sektörü genel turizm gelirleri içinde %20 ila 25 paya sahip” dedi.

Dünya turizminde önemi her geçen gün artan ma­rina ve yat turizminde, üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye de önemli bir destinasyon olarak ön plana çıkıyor. Toplamda 34 yat li­manı, 41 yat yanaşma yeri, 22 adet barınak bulunan Türkiye’de, 21 bin adet yat kapasitesi bulunuyor.

Araştırmalar, daha üst gelir gru­bunda olan özel yatlı turistlerin di­ğer turistlere göre 3 kattan daha fazla harcama yaptığını gösteri­yor. Bir yatın, bağlanmasından ku­manyasına kadar çok çeşitli har­camalarla getirdiği döviz, yakla­şık 30 turistin harcamasına denk geliyor.

Dünya.com'dan Nurdoğan Ergün'ün haberine göre, Türkiye’nin tarihi, kültü­rel ve doğal varlıklarıyla ziyaret potansiyelinin yüksek olduğunu söyleyen Ataköy Marina ve Yat İş­letmeleri AŞ Genel Müdürü Artun Ertem, “Sahip olduğumuz sahil şe­ridi ve marina tesis kalite ve stan­dartları itibarıyla deniz turizmi konusunda son derece nitelikli bir ülkeyiz. Bugün marinacılık sektö­rünün genel turizm gelirlerine do­laylı olarak yüzde 20 ila 25 katkısı olduğunu biliyoruz” dedi.

“Nitelikli turisti ülkeye çekmeliyiz”

Yatla gelen turistin alım gücü­nün daha yüksek olduğunu ve bir yatta ortalama 8 kişinin geldiğini söyleyen Ertem, “Yatla gelen tu­rist sadece marinayı kullanmı­yor; pazara çıkıyor, berbere gidi­yor, markete, lokantaya gidiyor. Dolayısıyla her segmente ekono­mik katkı sağlıyor” diye konuş­tu.

Hem paralı hem de nitelikli turisti ülkeye çekmenin önemi­ne vurgu yapan Ertem, “Alım gü­cü yüksek olan bu grup, bugünkü kur dengesinde bile para harca­maktan çekinmez. Ama sadece parası olan kitleye odaklanmak da yanlış turizm politikası olur. Kültürel ağırlıklı turistleri ülke­mize çekmeliyiz. Nitelikli turist, kültürel olarak da başka turistle­ri çeker” yorumunu yaptı. Ertem, kültüre yatırım yapan bir ülke­nin turizm potansiyelinin de ge­lişeceğine vurgu yaptı.

"Karadeniz kıyılarında da mari­na alanımız olmalı"

Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin marina yatırımla­rında daha üst noktalarda olması gerektiğini söyleyen Ertem, şöy­le devam etti: “İspanya’dan çıkan bir yatın son noktası Marmara değil Karadeniz olmalı. Karade­niz’i gezmek isteyen bir yatçının Karadeniz’de gideceği Türk ma­rinası yok. Soçi’de var. Bizim o güzergâhı tamamlamamız lazım. Karadeniz kıyılarında da mari­na alanımız olmalı ki buraya yat­lar gelebilsin.

Balıkçılık barınak­ları var ama bir Ataköy Marina, Yalıkavak Marina standardın­da acil bir marinaya ihtiyaç var.” Ertem, bölgede marina projeleri yapıldığını ancak faal olarak iş­leyen marina bulunmadığını be­lirtti. İstanbul’da 8, Kuzey Ege’de 6, Güney Ege’de 9, Akdeniz’de de 10 olmak üzere Türkiye’de yat li­manı statüsünde 34 marina bu­lunduğunu aktaran Ertem, “Yat limanı ve yat yanaşma yerleri toplamı 75. Bunların toplam yat bağlama kapasitesi ise 25 binler­de. Yat yanaşma yerlerinin pas­tadaki payı çok az” dedi.

“Kira bedelleri makul seviyeye çekilmeli”

Son dönemlerde marinalara gelen yabancı yat sayısında azal­ma yaşandığını dile getiren Er­tem, “Bu yatların sayısının ül­kemizde arttırılması için çeşit­li teşviklere ihtiyaç var. Örneğin mega yatların charter lisans üc­retlerinin daha makul seviyele­re çekilmesi lazım” diye konuştu. Marinalardaki gider kalemlerine de değinen Ertem, şunları söyle­di: “En büyük gider kalemimiz ki­ra bedelleri. Milli Emlak tarafın­dan belirlenen kira bedellerinin daha makul seviyelere çekilmesi gerekiyor. Ülkeye döviz kazandı­ran marinalar da ihracatçılar gibi belli teşviklerden faydalanmalı.”

Ertem, Ataköy Marina, mega yatlara yönelik yapılmış olması ni­teliği sebebiyle bir ilk olduğunu be­lirterek, mevcut marinanın yüzde 100 kapasiteye ulaştığını kaydetti.

Kamuoyunda ‘marinalar denizleri kirletiyor’ gibi yanlış bir algı olduğunu söyleyen Artun Ertem, “Bilakis marinalar, kontrol ve denetim altında olduğu için denizin kirlenmesine engel teşkil eder. Kontrolsüz sağda solda dolaşan yat, çevreyi tehdit eder. Marinalar temiz denizlerin güvencesidir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Turizm ve Kültür Bakanlığı bizi sürekli denetliyor. Dolayısıyla biz temiz denizlerin güvencesiyiz” dedi.

Ataköy Marina olarak 36 personelleri bulunduğunu açıklayan Artun Ertem, kendi sektörlerinde de nitelikli personel bulma sorununa dikkat çekti. Gençlere “Gelin size hem iş hem de meslek kazandıralım” diye seslenen Ertem, “En büyük arzumuz, gençleri yetiştirip sektöre nitelikli personel olarak kazandırmak. Böylece bir meslek sahibi olup dünyanın her bölgesinde rahatlıkla iş bulabilirler. Marinacılık dünyada geçerliliği olan bir meslek. Turizm meslek liseleri ve marina işletmeciliği bölümlerindeki öğrencilere staj imkânı sunuyoruz. Bu yaz gelen stajyerlerden ikisini istihdam ediyoruz” dedi.

Yıllık bağlama %80 fiyat avantajı sağlıyor

Marinalarda fiyatlandırmanın metrekare üzerinden günlük olarak yapıldığını açıklayan Artun Ertem, “Bir marinada günlük tarifeden bağlamak yerine uzun süreli kontrat yapmak yatçıya yüzde 80’e yakın avantaj sağlar” dedi. Ertem, marinaların megayatlarda su, internet, kablolu tv gibi ihtiyaçların sağlandığını da kaydetti.