CRUISE GURME 20.03.2017 09:18:36 0

Gemide diyet olmaz

Gemi yolculukları aslında oldukça tehlikelidir

Gemide diyet olmaz
Gemi yolculukları aslında kça tehlikelidir. Bu tehlike ne fırtınalardan, ne dev dalgalardan kaynaklanır. Bu tehlikenin i yemeklerdir. İşte cruise seyahatlerinde dikkat etmeniz gerekenler... Görüntüsü güzel, lezzeti ise tartışılan yemekler insanı mıknatıs gibi kendine çeker. En dikkat edilmesi gereken günler yolculuğun başlangıç günleridir. Özellikle dev boyutlardaki yolcu gemilerinde açık büfelerin görüntüsü, iradeleri zorlayacak kadar tahrik edicidir. İnsan bu yemekler karşısında kendisini tutamaz. Sanki açlıktan çıkmışçasına tabaklar tepeleme drulur. Genellikle tabaktakiler bitmez. Çöpe atılır, ziyan olur. İşte o zaman insanın aklına, dünyanın dört bir yanındaki bir dilim ekmek bulamayan aç insanlar gelir, hüzün basar. Bu açık büfeler 24 saat tehlike saçmaya devam eder. Akşam yemekleri ise biraz daha insaflı, biraz daha resmi. Bu yemeklere şık şıkıdım gidilir. Akşam yemeğinde ne yiyeceğiniz, tabağınızın yanına konan mönüde yazılı olur. Garsonlar tarafından servis edilir. Genellikle başlangıç, ana yemek ve tatlı veya meyve ile son bulur. Şarap, ekstra bir marka istemezseniz ücretsiz. Açtığınız şişe tükenmezse, bir sonraki akşam devam edebilirsiniz. Daha küçük boyuttaki nehir gemilerinde, yemek faslı bu kadar zengin değildir. Sabah, öğle, akşam yemekleri, salonda, aynı saatler arasında yenir. Arada bir akşam üstleri börek, çörek gibi tatlı tuzlu atıştırmalıklar verilir. Nehir gemilerinde sabah kahvaltıları açık büfeden alınır. Diğer öğünlerde ise mönüde yazılan yemekler servis edilir. Öğünler arasındaki acıkma tehlikesine  karşı, sabah kahvaltılarında yapılan sandviçler çantalara atılır. Mutfaklarda pişen yemekler, geminin ait ğu ülkeye göre farklılık gösterir, En lezzetsiz yemekler, Rus bandıralı gemilerde çıkar. Akdeniz ve Karayip seferleri yapan gemilerde ise yemekler bol ve çeşitli. Yemekler genellikle 8-10 kişilik yuvarlak masalarda yenir. Masanızı genellikle ilk gün, salonun kapısına asılan listeden öğrenirsiniz. Masa komşularını seçme hakkınız olmadığı için bütün yolculuk boyunca, tanımadığınız kişilerle yemek yemek zorunda kalırsınız.Yenen yemekleri gemide eritmek biraz zordur. İlk günlerde gemideki yürüyüş yollarında yapacağınız yürüyüşlerin işe yarayacağına inanırsınız. Spor salonları da yediğiniz yemekleri yakma konusunda umut kapılarıdır. Bir heves aletlerin arasında koşturup durursunuz. Sonraki günlerde şeytan devreye girer ve sizi kandırır. ?Tatil de diyet mi olurmuş? Tatil bitsin hemen sıkı bir diyet programı uygularım...? bahanesi devreye girince ok yaydan çıkar. Artık tüm baskılardan kurtulmuş, gönül rahatlığı ile tabağınızdaki yemekleri tüketirsiniz. Aslında ben de şeytan gibi düşündüğümü söyleye bilirim. Tatillerde, özellikle lüks gemi yolculuklarında diyet yapma çabası bana da çok saçma gelir. Onca Amerikan barın bulunduğu, şampanyaların patladığı, şarabın su gibi aktığı, lezzeti tartışılsa da açık büfelerde türlü türlü yiyeceklerin sergilendiği bir gemi yolculuğunu, zayıflama kaygısıyla ?zehir? etmek, bence kça saçma bir düşünce. Hem de tüm bunları yapabilmek için avuç dolusu para ödedikten sonra. Siz siz olun, gemi yolculuğunuzu işkenceye döndürmeyin. THE CRUISE LIFE