RÖPORTAJ 10.01.2022 13:19:00 0

Bu coğrafyanın kucaklayıcı felsefesi neticesinde kazandım

Galataport İstanbul Liman İşletme Genel Müdür Yardımcısı Figen Ayan, Med Cruise Birliği’nin 59. Genel Kurulunda Başkan olarak seçildi.

Bu coğrafyanın kucaklayıcı felsefesi neticesinde kazandım

Galataport İstanbul Liman İşletme Genel Müdür Yardımcısı Figen Ayan, Med Cruise Birliği’nin 59. Genel Kurulunda Başkan olarak seçildi. Figen Ayan, 2021-2024 yılları arasında Akdeniz çanağındaki 140 limanı temsil eden Med Cruise’nin Başkanlığını yapacak. Med Cruise’nin 12 Yönetim Kurulu Üyesinin sorumlu olacakları görevlere karar verecek Ayan ile bir taraftan Med Cruise’u diğer taraftan da Galataport İstanbul’u konuştuk.

Sözlerine, Med Cruise Birliği’nin nasıl kurulduğu ve hangi değer ve faydaları taşıdığını aktararak başlayan Med Cruise Başkanı Figen Ayan, “Med Cruise 1996’da Roma’da kuruldu. Başlangıçta 16 tane kurvaziyer limanını temsil ederken, 25 yıl içerisinde altı kat büyüyerek 21 farklı ülkeden 140 kruvaziyer limanı temsil eder hale geldi. Coğrafi anlamda da Akdeniz çanağındaki en önemli kruvaziyer limanlarını bünyesinde barındırıyor. Atlantik Okyanusu’ndan Kızıldeniz'e, Kuzey Afrika, Karadeniz ve onun arasındaki bütün Akdeniz çanağında Avrupa'daki önemli kruvaziyer limanlarını temsil ediyor. Birliğin ana amacı, kruvaziyer sektörünü, bu limanları ve destinasyonları bir araya getirmek. Kurvaziyer sektörünü de daha iyi konuma getirip herkesin daha iyi şekilde faydalanmasını sağlamak. Dolayısıyla burada Türk kurvaziyer turizmi için bir Türk ve bir Türk kadını olarak bu birliğe seçilmiş olmam son derece önemli. Bu aynı zamanda Türk turizmi için de çok önemli. Çünkü bu üç yıl boyunca bu sektöre kararlarımızla, görevlilerimizle diğer 12 yönetim kurulu üyemizle birlikte yön veriyor olacağız. 16 Aralık'ta bir araya gelerek ilk yönetim kurulu toplantımızı Galataport İstanbul’da düzenleyeceğiz. Burada bu üç yılın çalışmasını inşa edeceğiz” dedi.

Hedefimiz 1.5 milyon yolcuya hizmet vermek

“Türkiye bu coğrafyada ve kruvaziyer sektöründe olmasaydı kruvaziyer sektörü bu kadar çekici olmazdı” diyerek devam eden Ayan, “Bir gemi firması bir haftalık rota oluşturduğu zaman Yunan adalarını destinasyona koyduğu vakit Türkiye’yi göz ardı edemez. Örneğin, bir gemi Avrupa’da bir limana gittiği zaman geminin organize etmiş olduğu tura katılan sayısı geminin kapasitesinin %20-30’u olurdu. Bu oran Türkiye’ye gelindiği zaman %80’e kadar çıkabiliyor. Kuşadası'nda İstanbul'da veya Antalya'daki destinasyonlarına baktığımız vakit bu bizim tarihi doku olarak çok daha fazla şeyler verdiğimizi gösteriyor. Gemi firmalarının rotaya Türkiye'yi koydukları zaman daha fazla gelir sağladıklarını gösteriyor. Bir de İstanbul Limanı olarak biz en geniş portföye sahip limanız. 55 tane gemi firması bu Akdeniz çanağında yüzüyorsa, biz bu gemilerin 43 tanesine hizmet verdik. Sabona gibi bir liman bir buçuk milyon yolcuya üç tane gemiyle hizmet veriyor. Galataport İstanbul’da da hedeflerimiz bu 1.5 milyon yolcuya 43 farklı gemi firmasıyla hizmet vermek. Hangisi daha değerli? Aslında İstanbul Limanı sadece bütçe odaklı bir kitleye de hitap etmiyor, bir seyahate haftalık 20 bin Euro veren bir yolcuya da hitap ediyor. Türkiye böyle bir destinasyon. Biz cebinizdeki paraya bakmaksızın o misafirperverliğimizle o açık kalbimizle herkese hizmet vermeye hazırız. Galataport İstanbul da bu açıdan böyle bir proje. Biz herkese açık olan, herkesi kucaklayan herkese bir yaşam alanı yaratan bir mekan ve liman olduk” vurgusunu yaptı.

Galataport İstanbul dünyada bir ilke imza attı

Kruvaziyer sektörüne bazı şehirlerde çok sıcak bakılmadığını belirten Ayan, “Venedik de, Dubrovnik de bir sınır koymuş vaziyetteler. Halkla kruvaziyer sektörünün birleştirebilen bir enerji oralarda oluşmadı. Galataport İstanbul terminal binasını yeraltına inşa ederek ve buna bağlı olarak bir kapak sistemi sayesinde gemi geldiği zaman bir kurvaziyer limanına dönüşüyoruz. Gemi gittikten sonra o kapaklar kapanıp gümrüklü saha yer altında kalıp bütün 1.2 kilometrelik sahil şeridi, herkese açılmış oluyor. 200 yıldır kapalı olan bir alanı biz herkese hediye etmiş oluyoruz. kruvaziyer sektörüyle bir şehrin birleştiği noktayı, şimdiye kadar tel çitlerin arkasında kalan bir alanı herkesin buluşabildiği yer haline getirdik” dedi.

Üç yıllık programımda hedef sürdürülebilirlik

Sözlerine, “Üç yıllık programımda sürdürülebilirliği temel aldım. Nasıl daha iyi bir limanı, şehri, gelecek kuşağa bırakabilirizin kaygısını taşıyorum. Bu, sadece karadan elektrik veren bir liman olmaktan öte bir şey. Bence her birimizin sorumluluğudur. Galataport İstanbul sosyal anlamda aslında buna hizmet ediyor. Yani biz tamamen kruvaziyer sektörünü izole edip işimizi yapmak yerine 110 bin metrekarelik alanda; müzesiyle, kafesiyle, restoranıyla, tarihi dokusuyla birleşebilen bir nokta oluşturduk. Bu yönde birliğe ve diğer 140 limana gerçekten örnek bir liman olduk. Bizim bu çalışmamız yıllardır çalışan bütün Türk mühendislerinin çalışmalarının meyvesidir. Türkler yapmış diyebileceğimiz bir yer olduğunu söyleyebiliriz” diyerek devam eden Ayan, açıklamasına şu şekilde yön verdi:

“Geçmişte neden bu adımlar atılmadı diyenler olabilir. Ben önüme bakmayı seven bir insanım. Geç kalındı mı, kalınmadı mı diye sorabiliriz tabi ki ama en nihayetinde bir pandemi süreci yaşanıyor. Bu sadece Türkiye’yi değil, bütün dünya kruvaziyer sektörünü tamamen durma noktasına getirdi. Daha farklı krizler de oldu ama sonuçta biz de İsviçre'de yaşamıyoruz. Bütün kültürlerin kesiştiği bu kadar önemli bir coğrafyada olmanın zorlukları da var elbette. Ancak Türk milletinin kucaklayıcı ve birleştirici gücü sayesinde bütün krizlerin üstesinden gelebiliyoruz”.

2022’de 800 bin yolcu ve artı mürettebata hizmet vermeye hazırlanıyoruz

Med Cruise Birliği’nin 59. Genel Kurulunda Başkan seçilmesiyle ilgili de açıklamalar yapan Ayan, “Galataport İstanbul arkamda olduğu için de seçildiğimi söyleyebilirim. Çünkü biz 2020 pandemi öncesi Avrupa’nın en büyük kruvaziyer fuarı olan Hamburg Seatrade Fuarı’na gittiğimizde standımızda adeta diğer kruvaziyer limanları ile toplantı yapar hale geldik. Oslo'dan, Abu Dabi’den, Hamburg'dan birçok kruvaziyer limanı gelip, ‘Siz bir buluş yapmışsınız bize de anlatır mısınız şu limanı. Kurvaziyer sektörünü ve liman işletmeciliğini farklı bir boyuta taşıdığınızı görüyoruz’ deyip bizden tavsiye istediler. Bu yorumlar gerçekten örnek gösterilecek bir limanı yaptığımızın kanıtı niteliğindeydi. 2021’de Galataport’u test ettik.  Beşi indi bindi olmak üzere dokuz farklı gemiye ve yaklaşık beş bin yolcuya bir o kadar da mürettebata mükemmel bir şekilde hizmet verdik. Gemilerin ana limanı olarak kullanmaları bizim için son derece önemli. Hal böyle iken 2022’ye baktığımızda bu gemi firmaları ve bütün destinasyonlar Galataport İstanbul'u çok inovatif, çok farklı bir liman olarak görüp planlamalarını ona göre yaptılar. Bu bizim seferlerimize de yansıyor. 2022 yılında yaklaşık 250 sefere 800 bin yolcu ve artı mürettebata hizmet vermeye hazırlanıyoruz. Bu müthiş bir şey. Kruvaziyer sektörü biraz önden gider, 2024 yılı için rezervasyon almaya başladık ama 2023 yılı da önümüzdeki yıldan biraz daha iyi olacak. Hala rezervasyon alabiliriz” dedi.

Ana liman hedefimizi yakaladık

1.5 milyon yolcu artı mürettebat hedeflerine yaklaştıklarını söyleyen Ayan, “Bizim hedeflerimiz arasında %50 ana liman olarak kullanılmak da vardı ve bunu da yakaladık. Bu çok önemli çünkü ana liman olduğunuzda normal bir turistin harcadığı 62 Dolar, 400 Dolar’a çıkıyor. Kruvaziyer turistinin şehre doğrudan katkısı normal turiste göre 8 kat daha fazla. Bu durum turizm gelirlerimize taze bir kan olarak girmiş olacak. İlgiden, rezervasyonlardan son derece memnunuz. Galataport’u devir aldığımızda ana liman oranı %15 idi. Yeterli bir altyapısı da yoktu. 2014’ten beri rezervasyon konusunda yürüttüğümüz diyaloglarımızı hiç aksatmadık. Bunun da olumlu sonuçlarını sadece Galataport İstanbul değil, bütün şehir yaşayacak. Ayrıca Galataport İstanbul’u tasarlarken farklı açılardan baktık. Yolcu gemileri büyüdükçe gemi firmaları için bu gemileri doldurmak son derece önemli. Yolcularını bindirebileceği noktalar da keza öyle. Sırf bu yüzden Asya pazarını açtılar ve gemilerini Asya'ya pozisyonlandırdılar. Bizim de burayı %50 ana liman olarak kullanmamız bir tesadüf değil. Terminal binamızın eksi iki ve eksi üçüncü katında 2.300 araçlık bir otoparkı var. Bu gelecek planları için önemli. İlerleyen zamanlarda gemilerin ana liman olarak Galataport İstanbul'u kullanması durumunda seyahatine buradan başlayacak ve seyahatini burada bitirecek. Yolcu arabasını otoparkımıza park edecek ve çıkıp seyahatine başlayacak. Müthiş bir konfor ve Türk yolcularını da kruvaziyer sektörüyle birleştirdiğimiz bir hizmet olacak” ifadesinde bulundu.

Galataport İstanbul’un konumunun son derece önemli olduğunu vurgulayan Ayan, “Kruvaziyer gemileri İstanbul’da başka bir noktaya yanaşabilir. Bu teknik olarak mümkün ama bu yolcular sadece çok para harcamak için değil kültürel zenginliğe erişmek için geliyorlar. Bir yolcunun ana hedefi sizin yaşadığınız, tattığınız tatları deneyimlemek, ülke kültürüne dokunmaktır. Ne kadar kaldığı önemli değil. Galataport İstanbul'un tarihi dokunun içerisinde olması çok önemli. Ayrıca sadece bir kruvaziyer limanı da değiliz. Sunduğumuz hizmetler dışında hem yolculara hem de mürettebata çok farklı deneyimler yaşatıyoruz. Müzesi, yemesi içmesiyle ileride burası sanatın kalbinin atacağı yer haline gelecek. Gemi firmaları bize Galataport İstanbul’da ne tür etkinlik yapacaksınız diye sormaya başladılar da başladılar. Etkinliklerimiz çerçevesinde rota düzenlemeye hazırlar.

Ayrıca seyahat sever Türk vatandaşımız çok bilinçli seyahat eden ve tam kruvaziyer sektörüne hitap eden bir profile sahip. Diğer ülkelerdeki rehberlere kıyasladığımız zaman rehberlerimiz de bir o kadar iyiler. Biz şu ana kadar yeterli bir ana limana sahip değildik. Daha önce eski antrepolarda 8 bin metrekarede iş yapmaya çalışırken şu anda 29 bin metrekarelik bir alana sahibiz. Ana liman olarak konumlandırıldığınız zaman çok daha zor operasyona ihtiyaç duyuyorsunuz. Bu zorluk paralelinde o gelirin aynı oranda artmamasına rağmen sırf bu yolcu kaynağını, 200 bin yolcuyu yılda 2 milyona çıkarabileceğimiz mantığıyla bu terminal binasını inşa ettik. Vatandaşların buraya gelip bir yolcu gemisini bile görmesi fark yaratacaktır” açıklamasını yaptı.

Med Cruise’de bir Türk’ün Başkan olması önemli

Sektörde kadın olmakla ilgili görüşleri ile Med Cruise’daki seçim sürecinin ayrıntılarını paylaşan Ayan, Biz hep dışarıya bakıyoruz ama aslında Türkiye kendine biraz daha dikkatlice baksa bizim zaten hep kadınlara güç verdiğimizi de görecek. Kadınlar olarak İngiltere’den çok daha önce seçim hakkımız oldu. Bu feminist bir yaklaşım gibi gelebilir ama bu erkek egemen dünyasında her zaman kucaklayıcı bir şekilde karşılandım ve bana her zaman destek verilmiştir. O yüzden o zorluğu görmedim. Med Cruise Birliği’nde kadından ziyade bir Türk’ün Başkan olması çok daha önemli. Çünkü şu ana kadar, İtalya ve İspanya arasında gidip gelen bir başkanlık sistemi vardı. En fazla Yunanistan'a kadar uzandılar. Benim girdiğim seçimde iki adaydık. Diğer aday İtalyan’dı. O aday çok net bir şekilde ben İtalya'nın adayıyım, Avrupa Birliği'ne bağlıyım ve bu yüzden bana oy verin dedi. Oysa ben tam tersine bir diyalog kurdum. Türkiye'den almış olduğum ilhamı ön plana çıkararak biz uyruğuna bakmaksızın herkesi her zaman asırlardır kucaklayan bir coğrafyaya sahip olduğumuzu söyledim. Med Cruise en nihayetinde sadece Avrupa Birliğine bağlı bir birlik değil, aynı zamanda hem Avrupa Birliği'ne hem de bağlı olan hem de Avrupa Birliği'ne bağlı olmayan limanları ve ülkeleri de temsil ediyor. Dedim ki, ben hepinizin başkanı olmaya adayım. Ne uyruğunuza ne de limanınızın çok sefer yapıp yapmadığına bakmak istiyorum. Ailemden ve ülkemden almış olduğum o kucaklayıcı felsefeyi, adaylığımın ve çalışmalarımın içine koyarak ilerledim. Kadın mıyım, erkek miyim düşüncesinden ziyade o kucaklayıcı, felsefe ve ruh halinin kazandırdığına inanıyorum” dedi.

KAYNAK: 7DENİZ DERGİSİ

THE CRUISE LIFE