CRUISE HİKAYELERİ 22.11.2017 11:31:11 0

Bir dalış rüyası: Sharm-el Sheikh

Mısır?ın doğal akvaryumu Sharm El Sheikh, Kristal berraklığındaki denizi, dünyanın en iyi dalış merkezlerinin olması ve tanışacağınız su altı dünyası ile Sharm El Sheikh gerçek bir cazibe merkezi. Macera dolu rüya gibi bir tatil geçirmek istiyorsanız Shar

Bir dalış rüyası: Sharm-el Sheikh

Kızıldenizin muhteşem su altını keşfe Sharm El-Sheik`e gidiyoruz. Yine bir bilinmeze yolculuk. Hiç tanımadığım insanlarla, bilmediğim, görmediğim bir masalı yaşamaya, hayali gerçekleştirmeye. Sharm`ın fırtına dönemi olması iyle ben açıkçası biraz endişeliyim. Bu mevsim fiyat bakımından uygun ğundan çok tercih ediliyor. Dalış turlarında grup gidildiği için her şey önceden ayarlanmış. Sharm`a direkt uçuş var ve ulaşım kolay. 3 saat uçuşla ulaşabilirsiniz. Kızıldeniz biz dalıcıların hayali, benim dalışa başlama sebebim. Sabaha karşı vardığımız otelde Avrupa saati otelin dışında Mısır saati bizde Türkiye saati mevcut ğundan bir hayli komik buluşma macerasından sonra dalış turumuz başlıyor. Dalış için gittiğinizde genelde her şey sizin için hazırlanmış oluyor. Eğer ekipmanınız yoksa dalış kulübü size her şeyi sağlıyor ve buna tur ücretinize dahil oluyor. Biraz eskiler ama iş görür. Kendi maskenizin olması konforunuz için önemli bence.


Biz otel konaklamalı gidiyoruz ama bu dalışların tekne konaklamalılarıda var.  Ekipmanlarımızı tamamlayalıp tekneye geçtiğimizde çok neşeli, kurallardan asla taviz vermeyen bir ekip bizi karşılıyor. Günde üç nitrox dalışı yapmayı hedefliyoruz. Genelde Mısır gibi ülkelerde her şey gecikmeli olsa da bizde her şey dakik, herkes profesyonel. Biz kasım başında gittik ve Mısır`da kış ayı, hava 30 derecelerde. Su sıcak, shorty veya 3 mm elbiseyle dalış yapabilirsiniz. Ben iki gün sadece şort ve tişörtle daldım.

Ve sonunda hayallerim gerçekleşiyor, suyun altındayım. Çeşit çeşit mercanları, bin bir çeşit renkteki balığı, kayıp balık nemoyla oynamayı, kırmızı anemonları, benekli vatozları, batıkların içindeki zehirli aslan balıkları. Suyun altı insan dolu. Ekibimi kaybetmemek için tüm gücümle palet vururken bir adam önümde duruyor. Sağ sol yapsam da geçemeyince sinirleniyorum. O adam beni iki eliyle omuzlarımdan tutup silkeleyince bakıyorum ki Ayvalık`tan Nuri hocam. Kocaman sarılıyorum suyun altında. Diğer tarafta Afrika`ya gittiğim Ülkü`de dalışta. Selda teknede uyuyormuş. Dünya bu kadar küçük işte.


En sonunda kaplumbağa görmeyi de başardım ama gözüm hep derinlerde koyu dipsiz sularda. Shark(köpek balığı) arıyorum ve hocamız görüyor. Shark kovalayıp çarpışmaya ramak kala duruyorum. Hayatımın en büyük pişmalıklarından olacak. Dalışımız 10 Kasıma denk geldiğinden su altında bayrak açıp atamızı anıyoruz. Ateş mercanları için hep uyaran ben son dalışta ateş mercanlarının tadına bakıyorum. Bıçakla kesilmiş ya da yanmış gibi bir acı duyuyorum. Zamanla geçiyor ama çok can yakıcı ve kızarıklığı geçmiyor hemen. Daha fazla mazur kalırsanız yanık gibi iz kalıyor vücudunuzda. Muazzam bir belgeselin içindeyiz adeta. Ekibimiz harika?

Bir gün bize bir sualtı kameramanıda eşlik ediyor. 20 dolar karşılığı fotoğraflarınızı ve videoyu alabiliyorsunuz. Benim gibi namı diğer tembel dalıcı Kızıldeniz`de lazy jacke terfi ediyor ama her gün günde üç dalış her biri en az 60 dakika. Hepsini tamamlıyoruz. Klozet dolu bir geminin batışından oluşan Yolanda batığı, denizin ortasında birden beliren, yüzeye yarım metrelik mercan adalarını farkedemeyip karaya oturan gemi Jackson Reef, Ras-Mohammed`de güneşle parıldayan deniz uçsuz bucaksız, çaldığımız ıslıklarla teknemize eşlik eden yunus sürüsü, akıntı dalışları daha neler neler. Sanki dev bir akvaryumda gibiydik uçsuz bucaksız. Kaptanımız Kızıldeniz de tekneyi kullanmama izin veriyor.

Çok mutluyum. Dalış liderlerimiz Mustafa ve Muhammet, kaptanımız, aşçımız ve muhteşem dalış arkadaşlarımla bol kahkahalı, eğlenceli tadına doyamadığımız beş gün geçiriyoruz. Dalış yapmasanız bile otelin önünden maske şinorkelle baktığınızda bizim dalışta gördüğümüz mercanları, rengarenk balıkları görmeniz mümkün. Dalışta göremediğimiz mor mercanları otelin önünde bir karış suda gördük mesela. Ateş mercanları da oradaydı. Teknede Mısır`a özel yemekler çıkıyor. Gayet lezzetli. Otelimizde çok fazla restoran var. Hepsi açık büfe. Gayet lezzetli, aç kalma olasılığınız yok. Mısır`ın hijyenden uzak otel ve yemeklerinin hikayesini  bilmeyen yoktur ama biz İtalyan tatil köyünde (Domina Coral) kalıp tüm bunlardan uzak bir tatil geçiriyoruz.


Geceleri İtalyan şarkılarıyla eğleniyoruz. Animasyon ekibi çok neşeli. Sharm merkeze gidiyoruz. Kiraladığınız araç hiç bir zaman zamanında gelmiyor, anlaştığınız parayı ödeyemiyorsunuz. Hatta sizin aracınıza başkalarını da almaya kalkabiliyor. Far yakmadan öndeki aracın ışığıyla gitmek çok moda. Sharm merkezde sıkı pazarlık şart. 20 dolar dediklerini beş dolara alabilirsiniz. Sonradan keşfettiğimiz otelimizdeki çarşılarda hiç pazarlıksız beş dolarlık tişörtleri görüp etkileniyoruz. Genelde otellerde pahalı olur ya burada değil. Uçuşumuzdan 24 saat öncesinde dalış yapmamamız gerekiyor, sağlığımız için.


Son gün atv çöl safarisine gidiyoruz. Deveye biniyoruz. Sina çölünün tozunu toprağını her bir zerremize bulaştırıp göz gözü görmez bir safari yapıyoruz. Normalde turların içinde 50 dolar olan çöl safarisi direkt yerine gittiğinizde 10 dolara yapılabiliyor. Çöl safarisinde de bir kameraman sizi çekiyor. Biz sualtı görüntülerini izleyip öyle almıştık. Burada öyle bir şeye vaktimiz olmadığından otele göndereceklerini söylüyorlar. 5 dolara çakma papirüs baskılı fotoğrafta alabiliyorsunuz.


Cd otele geliyor, fotoğraflar yok. Parası ödenmiş. Şaşırmamak lazım aslında. Asıl süpriz videoda. Döndüğümüzde izleme şansımız oluyor ve video tam bir fiyasko. İzlemeden almayın derim. Videoya verdiğimiz 10 dolarda çöpe gidiyor. Son gecemiz, uçağımız sabaha karşı. Otelimize yakın Mısır`ın Hollywood`u var. Dansöz seyretmeden dönemeyiz. Kişi başı 10 dolara bir içecek dahil dansöz seyretmeye giriyoruz. Grubumuzun erkekleri dansözü beğenmiyor. Dansöz Rus, oynayamıyor ancak Hollywood hakikaten gidip görmeniz gereken bir yer. Çok güzel bir eğlence merkezi yapmışlar. Mısırda bir kadın olarak tek başına dolaşmak biraz sıkıntılı. Erkekler ısrarcı.  Ve maceramızın sonunda havaalanındayız. Resmen herkesin gözü önünde tacize uğrarcasına kadın erkek herkes elle aranıyor. Her dakika herkese pasaport göstermekten yoruluyoruz. Aramalardan uzun kuyruklar oluşuyor. Sandaletlerimi bile çıkarttırıyorlar. Son tacizimi pasaportumu gösterdiğim görevliden yaşadıktan sonra suratım beş karış ilerliyorum. Her ne olursa olsun ben yine geleceğim. Siz de gidin görün bu muhteşem görselliği. (Yazı- Fotoğraflar: Bahar Gündoğdu)

THE CRUISE LIFE